Eğer çok acil planlı ve kurumsal tedbirler alınmazsa, Türkiye’yi ciddi bir depo darboğazı bekliyor. Hızla artan ve globalleşen e-ticaret, uzaktan konsolide ve yakında depolama alanı ihtiyacını artırıyor.
Göçmenlerle birlikte yaklaşık 95 milyonu aşkın insanın yaşadığı Türkiye’de, kayıt altındaki depolama alanı 20 milyon metrekare (m2) bile ulaşmıyor. Bunun da 12 milyon m2’si Kocaeli-İstanbul-Çatalca hattında yer alıyor. Türkiye’de kişi başına 0,5 m2 depolama alanı düşmüyor. Gelecek 5 yıl içinde, 25 milyon m2 ilave depolama alanına ihtiyaç duyulacağı tahmin ediliyor.
ABD ve Avrupa’da kişi başı depolama alanı ülkemizden fazla
Dünyanın sayılı lojistik teknolojilerinden birisi haline gelen Tırport’un kurucusu Akın Arslan’ın tecrübesi ve iş zekası liderliği, Türkiye’de depoculuğun önde gelen uzmanlarından Oruç Kaya’nın ortak akıl ve güç birliğiyle Mart ayında canlıya geçen dijital akıllı depolama platformu DepOrtak, sahip olduğu teknolojilerle sadece Türkiye’de değil, Avrupa’da da farkını gösterecek oldukça iddialı çözümler getiriyor.
DepOrtak’ın tahminlerine göre Türkiye genelinde toplam depolama alanı, OSB’leri, fabrikaları, toptancıları, perakendecileri, ithalatçıları ve lojistik firmalarını kapsayacak şekilde “bugün itibariyle yaklaşık 20-25 milyon m2 civarındadır. İngiltere, Almanya, ABD ve Avrupa geneli “kişi başı depolama alanı (m2/kişi)” verileri örnek alınırsa, bugün itibariyle Türkiye’de 40-60 milyon m2 depolama alanı ve GCCA Global Cold Storage Capacity Raporu referans alınırsa 35-40 milyon m3 “sıcaklık kontrollü” depolama alanı olmalıdır. Nüfusun gelişimine paralel olarak Türkiye geneli için her yıl 500.000 m2 ve 1.000.000 m2 ve örneğin İstanbul için her yıl 105.000 m2 - 400.000 m2 depolama alanı eklenmesi gerekmektedir.
Avrupa’nın tedarik zinciri olabilecek Türkiye’de, depolama alanı ihtiyacı artacak
Pandemi ve sonrası yaşanan tedarik zinciri sorunlarının, tedarik için sıklet merkezinin tüketime daha yakın olması gerektiğini ortaya koyduğunun altını çizen DepOrtak Kurucu Ortağı Oruç Kaya, şunları söyledi:
“Türkiye, özellikle Avrupa’nın tedarik zinciri ülkesi olmak için en doğru ülkedir. Bu durumda depolama alanı ihtiyacı, Türkiye’de çok daha fazla olacaktır. Türkiye Avrupa için bir yakında üretim (NearShore) ülkesi konumundadır. Depolama alanı ihtiyacını artıracak bir diğer unsur ise e-ticaretin, beklenenden daha hızlı gelişmesi ve büyümesidir. E-ticaret hacmi ile birlikte hem kullanıcı sayısı, hem de e-ticaret üzerinden satış yapan firma/işletme sayısı artmaktadır. Örneğin, e-Ticaret Bilgi Platformu verilerine göre; 2019 yılında 136 Milyar TL olan e-ticaret hacmi, 1,3 Milyar adet olan sipariş sayısı ve 68.457 adet olan işletme sayısı, 2022 yılında 800 Milyar TL hacme, 4,8 milyar adet siparişe, 548.688 işletmeye çıkmıştır. Siparişlerde dönen ürünlerin yaklaşık %50’si depolama alanı ihtiyacı olan ürünlerden oluşmaktadır. Evlere/ofislere her gün milyonlarca kargo teslim edilir hale gelmiştir.”
e-Ticaret, artık tüketiciye yakın olmak ve kısa zamanda teslimat için çözümler arıyor
e-Ticaretin %90’nın lojistik ve özellikle depolarda yapılan “fulfillment” işlemleri olduğunu anlatan Oruç Kaya, konuşmasına şöyle devam etti:
“e-Ticaret, artık tüketiciye çok daha yakın olmak ve çok daha kısa sürede teslimat yapmak için çözümler arıyor. Müşterilerinin çok daha kısa sürede teslimat isteği giderek güçleniyor. Peki, mevcut lojistik yapılanma ile örneğin “2 saatte” teslimat yapılabilir mi? Hem yeterli organize “depo yok”, hem de “depolama alanı” ihtiyacı hızla artıyor. Peki depolama alanları, yeterli değil mi ki bu sorun yaşanıyor ve ayrıca depolama alanın ihtiyacının, kısa sürede karşılanması mümkün mü? Yeterli değilse “kısa sürede” çözüm nedir? Günümüzde, klasik depolar konvansiyonel kontrat yönetimi ile %85-90 seviyelerinde doluluğa ulaştıklarında aslında gizli “tam dolu” statüsüne geçerler. Oysaki talepler, gerçek-zamanlı, konum-tabanlı yönetilebilir ve yönlendirilebilirse bu boşluk alanlardan yüzbinlerce m2 ilave depolama alanı yaratılabilir. DepOrtak’ın “Gri Depolama” olarak adlandırdığımız çözümü ile lojistik firmalarının depoları haricinde kalan uygun alanların, depolama amaçlı olarak kullanılması mümkün hale geliyor. Tıpkı uçaklarda artık boş koltukların yönetilmesi gibi. İşte AirBnb’nin depolama modeli gibi geçtiğimiz aylarda canlıya geçen teknoloji girişimimiz DepOrtak, tam da bu derde derman oluyor. Yüzlerce depoyu dijital olarak birbirine bağlıyor ve onların boşluklarının canlı ve gerçek zamanlı olarak tek merkezden yönetilmesini sağlıyor.”