Ekol; taşımacılık, kontrat lojistiği, dış ticaret, gümrük ve tedarik zinciri yönetimi alanında 13 ülkede faaliyet gösteren entegre bir lojistik şirketi olarak 30 yıldır hizmet veriyor. Türkiye'nin yanı sıra Avrupa ülkeleri de dahil edildiğinde kapalı alanı 1 milyon metrekareye yaklaşan dağıtım merkezinin yanı sıra Intermodal taşımacılığa fırsat veren haftalık 52 sefer yapan blok trenleri ve 7 bin 500 aracıyla da Ekol, Avrupa’nın önde gelen lojistik sağlayıcıları konumunda bulunuyor.

Yaşadığımız olağanüstü süreci büyük başarıyla yöneten ve sürece hızla uyum sağlayan Ekol Lojistik, yeni yıl için de çok sayıda önemli projeyi hayata geçirmeye hazırlanıyor.

Ekol Lojistik Türkiye Ülke Müdürü Arzu Akyol Ekiz, Ekol Lojistik'in 2020 yılını değerlendirmesinin yanı sıra 2021 yılı hedeflerini ve yeni projelerini Lojiyol'a anlattı.

Arzu Hanım, 2020 yılı Ekol Lojistik açısından nasıl geçti? Bir önceki yıl ile karşılaştırıldığında taşıma operasyonlarınız nasıl bir seyir izledi?

2020’yi iş planlarımızda önemli değişiklikler yapmamıza neden olan koronavirüs gölgesinde geçirdik. Geçtiğimiz yıl kriz yönetimini en az yeni projelerimiz kadar ön planda tuttuk. Değişen dengeler ve tablodaki belirsizlikler nedeniyle en önemli hedefimiz; işlerimizi verimli şekilde yönetebilmek oldu. Gelişmeleri yakından takip ederek altyapı ve verimlilik çalışmaları ile yeni döneme hazırlandık.

Bu dönemde teknoloji ve AR-GE altyapı yatırımlarına hız kesmeden devam ettik. Yeni nesil teknoloji projelerimizi ve gerek kara taşımacılığı gerekse depolama faaliyetlerinin sürekliliği için ihtiyaç duyulan yatırımlarımızı aralıksız sürdürdük.

Ayrıca yurt dışı şirketlerimizde, gerçekleştirdiğimiz iş birlikleri ile Avrupa’daki büyüme ivmemizi artıracak hamlelerde bulunduk. Mevcut depolama kapasitelerimizi genişlettik. Bu süreçte filomuzu daha verimli kılmak adına araçlarımızı yenileme projemiz de devam etti.

Salgın sürecinde ofiste, yollarda ya da evlerimizde hepimiz büyük bir gayretle, işimizi en iyi şekilde yapmaya çalıştık, çalışıyoruz. Türkiye’nin yaşadığı bu zorlu süreçte işimizin başında durduk. Salgın nedeniyle özellikle başta pek çoğumuzun evlerimize kapandığı günlerde biz gıdadan ilaca tüm sektörlerde kesintisiz hizmet vermeye devam ettik.

Yaşadığımız salgın süreci, taşımalarınızı ne düzeyde etkiledi?

Salgın döneminde tedarik zincirlerinin sürdürülebilirliğinin önemi daha da ön plana çıktı. Bazı alanlarda iş hacimlerimiz azalsa da, yeni normalin getirdiği düzenle bazı alanlarda da iş hacimleri arttı. Yepyeni alanlar doğdu.

Sürecin başından bu yana ne gibi önlemler aldınız ve nasıl sonuçlandı?

Koronavirüs salgınına karşı çalışanlarımızın ve müşterilerimizin sağlığını korumaya yönelik bir dizi önlemi hızla hayata geçirdik. Dünya Sağlık Örgütü tarafından yapılan açıklamalar doğrultusunda olası salgın senaryoları oluşturarak, eylem planımızı hazırladık.

Aldığımız tüm tedbirlere karşın tesislerde şüpheli bir vaka ile karşılaşıldığında yapılması gerekenlerle ilgili acil durum hareket planı ve senaryoları hazırlayarak e-posta yoluyla çalışanlarımızla paylaştık. Tesislerimizdeki operasyon ve idari binalardaki ofis çalışanlarımıza işyeri hekimleri tarafından  “Koronavirüsten Korunma Yolları” konulu toolbox eğitimleri gerçekleştirdik.  İşyeri hekimlerimizin yasal olarak verdiği iş sağlığı eğitimlerinin sonunda koronavirüs hakkında bilgilendirme yapıldı.  E-learning eğitimleri düzenledik. Sürücülerimize yönelik “Koronavirüsten Korunmak için Yapılması Gerekenler” ve “Maske kullanımı” ile ilgili bilgilerin yer aldığı el ilanları hazırladık.

Tüm ofis çalışanlarımızın evden çalışacak şekilde mobil hale getirilmesini sağladık. Öncelikle yüksek risk grubunda olan çalışanlarımız için işyeri hekimlerinin onayı dahilinde evden çalışma duyurusu yaptık. İş planları ve modelleri uygun olan beyaz yaka çalışanlarımız da 18 Mart itibarıyla evlerinden çalışmaya başladı. Halihazırda da beyaz yaka ofisten çalışma oranımızı yüzde 20’lerde tutuyoruz.

Belirsizliğin ve endişenin hakimiyet sürdüğü günlerde müşterilerimizi sürekli bilgilendirerek tedarik zincirini sürdürebilir kılmamıza imkan verecek alternatif senaryolarımızı paylaştık ve iletişim kanallarımızı hep açık tuttuk, her bir yeni gelişmede bilgi verdik. Müşterilerimiz ile ilk zamanlar her gün sonrasında ise her hafta düzenli olarak operasyonlarımızı yürüttüğümüz ülkelerdeki güncel durumu paylaştık.

"Salgın sürecinde intermodal, en az hasar alan taşımacılık yöntemi oldu"

Titizlikle sürdürdüğümüz hijyen tedbirlerimizle birlikte taşımacılık faaliyetlerimizde bir takım düzenlemelere gittik. Bildiğiniz gibi salgın sürecinin başında karayolu taşımacılığı derinden etkilendi. Bugün geldiğimiz noktada farklı taşıma modellerine sahip olmanın risk yönetimindeki etkisini ve sağladığı katkıyı yaşayarak gördük. Bu dönemde intermodal, en az hasar alan taşımacılık yöntemi oldu.İntermodal taşımacılık modeline sahip olmayan birçok firma ciddi sıkıntılar yaşadı. Biz, 12 yıldır başarıyla sürdürdüğümüz intermodal taşımacılık modelimiz ile müşterilerimize sorunsuz hizmet sunduk, kara taşımacılığına alternatif getirebildik.

Intermodal taşımacılık kapsamında; Türkiye’den çıkan yükleri Türk şoförlerimiz ve çekicilerimizle Yalova Terminali’mizde Ro-Ro’lara yüklüyoruz. Şoförlerimiz ve çekicilerimiz Yalova’da kalırken dorseleri, İtalya ve Fransa’ya gönderiyoruz. Ekol’ün TriesteLimanı’na (İtalya) gelen dorseleri burada trenlere yükleyerek; Köln, Ludwigshafen, Kalsruhe, Ostrava, Kiel gibi Avrupa’nın çeşitli şehirlerine dağılımını gerçekleştiriyoruz. Fransa’da ise Sete Limanı’na indirilen dorseleri trenleParis’e ulaştırıyoruz.

Ayrıca mevcut intermodal hatlarımıza Köstence’yi de ekledik. Karasu Limanı’nda COVİD- 19 uygulamaları sebebi ile çekicisiz ve sürücüsüz olarak RO- RO ‘ya bindirdiğimiz tırlarımızı, 12 saatte Köstence Limanı’na ulaştırıyoruz. Sonrasında limanda hazır bekleyen çekici araçlarımızla en kısa sürede teslimat gerçekleştiriliyor.

Bu şehirlerde yüklerin söz konusu ülkelerin çekici ve şoförleri tarafından teslim alınmasını sağlayarak müşterilerimizin fabrikalarına dağıtımını aksatmadan yürütüyoruz.

"Dezenfekte işlemlerini büyük bir titizlikle gerçekleştiriyoruz"

Koronavirüse karşı alınan önlemler kapsamında; her ülkenin şoförü ve çekicisini kendi sınırları içerisinde tutarak bulaşma riskini ortadan kaldırıyoruz. Tüm yükleme ve indirme noktalarımızda dorselerin dezenfekte işlemlerini büyük bir titizlikle gerçekleştiriyoruz.

Ekol olarak ülkemizin ve ekonomimizin ihtiyaçları doğrultusunda istikrarlı büyümemizi sürdürürken bir taraftan da yepyeni bir yönetim modeli üzerinde kapsamlı bir çalışma yürütüyoruz. Bu projenin 2021 yılında hayata geçirilmesi ile tüm şirketlere rol model olacak bir Ekol’ü de hayata geçirmiş olacağız.

Sürekli gelişim ve yaratıcılığı merkezine koymuş bir şirket olarak yeni projeler geliştirmeye devam ediyor, bu projelerimizde dünyanın en gelişmiş ve son teknolojilerinden ilham alıyoruz.

E-ticaret, büyüme stratejimizin merkezinde yer alıyor. Dijitalleşme çağında Lojistik 4.0’ı temel mottomuz olarak içselleştirmiş bir kurumuz. Gerek e-ihracat, gerekse B2C market yeri ve son teslimat çözümleri ile büyüme stratejimizin en kritik yapı taşlarını e-ticaret oluşturuyor. E-ticaret sektörünün artan ihtiyaçlarını karşılayacak yatırımlarımıza 2021’de de devam edeceğiz.

E- ticarette şu an ön plana çıkardığımız iki projemiz bulunuyor. Bunlardan ilki Elektronik  Ticaret Gümrük Beyannamesi (ETGB) Mikro İhracat Projesi.

"Dış ticarette havayolu taşımacılığına alternatif bir servis yaratacağız"

Yeni yılla birlikte karayolu taşımacılığında mikro ihracat gönderilerini kapsayan hızlı servisimiz Micro Speedy hizmetine başladık. Uluslararası karayolu taşımacılığındaki tecrübemiz ve Avrupa’daki geniş şube ağımızın sağladığı destek ile dış ticarette havayolu taşımacılığına alternatif bir servis yaratacağız. Böylece mikro ihracat kapsamında e-ticaret ürünlerini karayolu hızlı servisimiz ile Avrupa’da her noktaya direkt kapı teslimi olarak gerçekleştireceğiz.

Hızın önem kazandığı günümüzde ürünlerini online platformlardan satışa sunan yerli üreticiler böylece minimum hazırlık ile en hızlı şekilde direkt olarak yurt dışındaki nihai müşterilerine ürünlerini ulaştırma şansına sahip olacaklar.

‘’E-Ticaret Fulfillment Center Projemiz hayata geçecek"

Hayata geçirmeyi planladığımız bir diğer projemiz ise ‘’E-Ticaret Fulfillment Center Projesi’’. Bu projemiz ile ürünlerin depolama ve kargolama faaliyetlerini müşterilerimiz adına tek bir elden organize ederek yönetmeyi planlıyoruz. Standardizasyon ve kalitenin artırılmasını amaçlayan bu proje ile sektördeki iş yapma şekillerine önemli bir katkımız olacağını düşünüyoruz.

Sağlık sektöründe çok ciddi bir depo otomasyon yatırımı yapmak üzereyiz. Neredeyse el değmeden ürün toplar hale geleceğiz. Bir yıl içerisinde bu yatırımımızı devreye almayı planlıyoruz.

"Manisa’daki yeni aktarma depomuzu bu yıl içinde faaliyete geçiriyoruz"

Ulusal dağıtım projelerimizde daha hızlı ve güvenilir servis sağlayabilmek üzere Manisa’daki yeni aktarma depomuzu bu yıl içinde faaliyete geçiriyoruz.

2017’de faaliyetlerine başlayan Yalova Ro-Ro Terminalimizde ikinci etap yatırımı gündemimizdeki en önemli projelerden. Ülkemizin dış ticaretinin sürekli arttığını biliyoruz. Bu sebeple yatırımımızın ikinci evresini daha ilk günden planlamıştık.  İkinci etap için ÇED sürecini yüzde 80 oranında tamamlamış bulunmaktayız. İkinci etap ile birlikte terminalimize yaklaşık 50 bin metrekare park alanı ve bir adet daha 300 metre boyunda iskele ekleyerek aynı anda üç gemiye hizmet verecek kapasiteye ulaşacağız.

"Türkiye’nin en büyük kapalı alanına sahip lojistik tesisi olan Lotus’ta çevre dostu yeni bir enerji yatırımı yapıyoruz"

Tek bir çatı altında 30 futbol sahası büyüklüğündeki depolama alanıyla Türkiye’nin en büyük kapalı alanına sahip lojistik tesisi olan Lotus’ta çevre dostu yeni bir enerji yatırımı yapıyoruz. Lotus’un çatısının 40 bin metrekarelik kısmını güneş panelleri ile kaplayarak, 2021 yılı içinde 5800MW/H elektrik üretimine başlayacağız. Bu da tesisin elektrik ihtiyacının yüzde 65’ine yakınını kendi kendine karşılaması demek.

Mevcut depolama kapasitelerimizi genişletme çalışmalarımız ve filomuzu yenileme projemiz bu yıl da devam edecek.

 
RÖPORTAJ: ERCAN TOSUNOĞLU/LOJİYOL  
Editör: TE Bilisim