Yalçın Şentürk: “2022 yılında 60 bine yakın treyler üreterek tüm zamanların rekorunu kırdık" Yalçın Şentürk: “2022 yılında 60 bine yakın treyler üreterek tüm zamanların rekorunu kırdık"
Uluslararası Nakliyeciler Derneği'nin (UND) hazırladığı Karayoluyla Uluslararası Eşya Taşımacılığı Sektörünün 2019-2022 Stratejik Planı'nda "Lojistik Sektöründeki Sorunların İhracata ve Taşıma Sayılarına Etkisi" konusuna da yer verildi. 2018 yılı sonunda sadece karayolu ile 86.4 milyar dolar ihracat gerçekleştirilebilecekken 25.2 milyar dolarlık bir kaybın yaşandığının tespit edildiği planda konuyla ilgili yapılan saptamalar şöyle sıralanıyor: "Bilindiği üzere, ülkemiz ekonomisinin en stratejik sektörleri arasında yer alan “ulaştırma ve lojistik” sektörünün küresel rekabette öne çıkacak düzeyde gelişmesini sağlamak gerek dış ticaretimiz gerek ise lojistik performansımız açısından büyük önem taşımaktadır. Lojistik performansının artırılması, buna ilişkin mevzuat altyapılarının ve dış ticaret süreçlerinin iyileştirilmesi ile doğrudan bağlantılıdır. Her ne kadar, ülkemiz kamu kurumlarının yapmış olduğu süreç iyileştirici projeler ve bürokrasiyi azaltıcı çalışmalar var olsa da yeterli ve arzu edilen faydanın alınamaması ülkemiz uluslararası karayolu eşya taşımacılığı sektörünü rekabette geride kalmasına sebebiyet vermektedir. Yurtdışında karşılaşılan engelleyici kota kısıtlamaları, sefer sürelerini uzatan mod dayatmaları, pahalılaştırıcı geçiş ücretleri ve büyük bir engel teşkil eden vize sorunları Türk taşımacısının rakipleriyle olan ticari faaliyetlerinde geride kalmalarına neden olmaktadır. Dünya Bankası tarafından 2014 yılında yayınlanan AB-Türkiye Gümrük Birliği Değerlendirmesi Raporu'nda da yer aldığı üzere kota ve vize kısıtlamalarının Türkiye ile AB arasındaki ticaret üzerinde 3,5 milyar avroluk ilave bir kazancın sağlanamadığını göstermektedir. Bunun 1,9 milyar avrosu ise sadece ülkemiz ihracatındaki gelir kaybını içermektedir. Yapılan hesaplamalarda Gümrük Birliği’nin tesis edildiği 1996 yılından bu yana söz konusu kısıtlamaların Türkiye ile AB arasında 51 Milyar Avroluk bir ticaret kaybı yaşandığı ortaya konulmaktadır. Ülkemiz dış ticaret mevzuatındaki aşırı bürokrasi, gereksiz evrak yoğunluğu, sınır kapılarındaki yetersiz kapasite kaynaklı beklemeler, kamu kurumları arasındaki eş güdüm sorunları ve mevzuat uyumsuzlukları Türk taşımacılık sektörünün zaman ve maliyet kaybını arttıran öncelikli konuları teşkil etmektedir. Sadece Avrupa’ya yapılan taşımalarda İstanbul’dan çıkış yapan bir aracın batı kara sınır kapılarından ülkemiz gümrük bölgesini terk etmesi için ortalama 39 saat harcaması lojistik maliyetlerin yükselmesine ve taşıma faaliyetlerinin verimsizleşmesine neden olmaktadır. Doing Business Raporu'nda, Türkiye’nin ihracat süresi OECD yüksek gelir grubu ülkelerine göre yaklaşık % 30 daha fazla, ihracat maliyetleri ise yaklaşık % 140 daha fazla olmaktadır. Uluslararası Nakliyeciler Derneği olarak gerek Ticaret Bakanlığı gerek ise Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı verileri kullanılarak yapılan çalışmalar ve ilgili otomasyon sistemleri üzerindeki veriler üzerinden yapılan detaylı analizlerde, mevcut sefer sürelerindeki kayıpların kaldırılması halinde 2018 yılı sonunda yapılabilecek ilave sefer sayısının 608.290 olacağı ve 1.231.752 adetlik Türk araçlarıyla yapılmış ihracat sefer sayısını 1.839.751 adete çıkabileceği görülmüştür. Her bir Türk Tırında taşınan ortalama ihracat tutarı üzerinden yapılan değerlendirmelerde ise 23.5 milyar dolarlık ilave ihracatın gerçekleştirilemediği, bununla birlikte yaşanan süre kayıpları sebebiyle 1.4 Milyar dolarlık ilave hizmet ihracatının da yapılamadığı sonucuna ulaşılmıştır. Çıkan sonuçlara göre 2018 yılında 168.1 Milyar dolar olan ihracatımızın yaklaşık 190 milyar dolar’ı geçebilme imkanı olmasına karşın mevcut lojistik sorunlar sebebiyle bunun gerçekleştirilememiş olması, ülkemiz ekonomisi adına büyük bir kayıptır. Derneğimizin temsil ettiği uluslararası karayolu eşya taşımacılığının, dolayısıyla ülke ihracatımızın önündeki engellerin aşılması gerek ülkemizdeki mevzuat altyapısının iyileştirilmesi, gerek ise yurt dışındaki lojistik sorunlarının ortadan kaldırılması ile doğrudan bağlantılıdır. Lojistik sektöründeki zaman ve maliyet kayıplarına sebebiyet veren sorunlar ile taşıma faaliyetlerini sürdüren Türk araçları 2018 yılı sonunda toplamda 1 milyon 231 bin ihracat seferi gerçekleştirebilmiştir. Sefer sürelerindeki kayıpların ortadan kaldırıldığı ve optimum sürelerde sefer yapılabildiği bir senaryo da Türk araçlarının yapabileceği ilave ihracat sefer sayısı 608 bin 290 olacağı görülmektedir. Avrupa’ya yapılan 409 bin ihracat seferinin 629 bine, BDT ve Orta Asya ülkelerine yapılan 172 bin ihracat seferinin 258 bine, Ortadoğu ve Körfez Ülkelerine yapılan 650 bin ihracat seferinin ise 950 bine çıkabileceği, yapılan değerlendirmelerde tespit edilmiştir. Toplamda ise Türk araçları ile yapılan 1 milyon 231 bin ihracat seferinin 1 milyon 839 bin adede ulaşabileceği hesaplanmaktadır. Lojistik sektöründeki zaman odaklı sefer kayıplarının etkisi sadece toplam sefer sayılarında olmamakta, bu kayıplar ülkemiz ihracatı açısından da kayıplar oluşturmaktadır. 2018 yılı sonunda ülkemizin toplam ihracatı 168.1 milyar dolar olmuştur. Bu rakam içerisinde karayolu ile gerçekleştirilmiş ihracatın toplamı 61.2 milyar dolardır. Mevcut zaman kayıplarının ortadan kaldırıldığı ve optimum sürelerde yapılan taşıma faaliyetleri ile ortaya çıkacak ilave ihracat sefer imkanları ile birlikte toplamda 25.2 milyar dolarlık ilave ihracat gerçekleştirilebileceği görülmüştür. Böyle bir senaryo da 2018 yılı sonunda sadece karayolu ile 86.4 milyar dolar ihracat gerçekleştirilebilecekken 25.2 milyar dolarlık bir kaybın yaşandığı tespit edilmiştir. Avrupa’ya Karayolu ile gerçekleştirilen 41.8 milyar dolarlık ihracatın optimum sefer imkanları ile birlikte 59.9 milyar dolara, BDT ve Orta Asya ülkelerine yapılan 7.8 milyar dolarlık ihracatın 10.2 milyar dolara ve Ortadoğu ve Körfez ülke- lerine yapılan 11.6 milyar dolarlık ihracatın ise 16.3 milyar dolara çıkabileceği hesaplanmaktadır."        

Editör: TE Bilisim